Kızamık nasıl korunulur ?

Koray

New member
Kızamık Nasıl Korunulur? Veriler ve Gerçek Dünyadan Örneklerle Bir Bakış

Kızamık, dünyada yüzyıllardır var olan ve oldukça bulaşıcı bir hastalık. Ancak, doğru önlemlerle bu hastalıktan korunmak mümkün. Bu yazı, kızamıktan nasıl korunabileceğimizi veriler ve gerçek dünyadan örneklerle açıklamayı hedefliyor. Kızamık gibi hastalıklar, fiziksel sağlık kadar toplumsal ve duygusal anlamda da etkiler yaratabilir. Hangi yaşta olursanız olun, doğru bilgilerle korunmak, sadece sağlığınızı değil, toplum sağlığını da korumak anlamına gelir.

Kızamık ve Aşı: Korunmanın En Etkili Yolu

Kızamık, özellikle aşı ile önlenebilen bir hastalıktır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Amerika Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) gibi güvenilir sağlık kuruluşları, kızamıktan korunmanın en etkili yolunun aşı olduğunda hemfikirdir. Kızamık aşısı, genellikle çocukluk döneminde uygulanır ve MMR (Kızamık, Kabakulak, Kızamıkçık) aşısının bir parçasıdır.

Aşı, kişinin vücudunda kızamığa karşı bağışıklık geliştirir, böylece hastalıkla karşılaşıldığında vücut onu tanır ve hızla savunma geliştirir. DSÖ verilerine göre, kızamık aşısı dünya çapında hastalık oranlarını %90 oranında düşürmüştür. Amerika’da, aşılanan kişilerde kızamık görülme oranı %1'in altına inmiştir, ancak aşı olmayan topluluklarda hastalık oranları ciddi şekilde yüksektir.

Kızamık ve Aşı Kapsama Oranı: Dünya ve Türkiye’de Durum

Türkiye’de kızamık aşısı, Ulusal Aşılama Takvimi'nde yer almakta ve devlet tarafından ücretsiz olarak sunulmaktadır. 2021’de, Türkiye’de 1 yaşındaki çocukların %98’i MMR aşısını tamamlamıştır. Ancak bazı bölgesel farklılıklar ve aşı karşıtlığı, bu oranı düşürebilir. Örneğin, 2020-2021 yıllarında bazı illerde aşılanma oranları, hedeflenen %95 oranının altına inmiştir. Bu, kızamık gibi hastalıkların yeniden ortaya çıkması riskini artırmaktadır.

Dünyada ise, özellikle gelişmekte olan ülkelerde aşı oranları daha düşük olabiliyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2021 raporuna göre, dünya genelinde 2020 yılında 23 milyon çocuk aşılanmamıştır ve bu durum kızamık gibi hastalıkların yeniden yayılmasına yol açmaktadır. Örneğin, 2019 yılında Kongo Cumhuriyeti, aşılanmayan çocuklar nedeniyle kızamık salgını yaşamıştır ve bu salgın 6.000'den fazla ölümle sonuçlanmıştır.

Aşı Karşıtlığı ve Toplumsal Etkiler

Aşı karşıtlığı, kızamık gibi hastalıkların önlenmesi konusunda ciddi bir engel oluşturuyor. Aşılar hakkında yanlış bilgi ve korkular, ailelerin çocuklarını aşılatmamalarına yol açabiliyor. Özellikle sosyal medya ve internet üzerindeki yanlış bilgilendirme, aşı karşıtlığını körükleyen başlıca unsurlar arasında yer alıyor. Ancak burada bir başka önemli nokta da, aşı karşıtlığına yönelik toplumsal tutumların kadınlar ve erkekler arasında nasıl farklılaştığıdır.

Kadınlar, genellikle çocuklarının sağlıkları konusunda daha duyarlı olma eğilimindedir. Çocuklarına aşı yapma kararı, çoğu zaman annelere ait olur. Kadınlar, toplumsal baskılar ve duygusal sorumluluklar nedeniyle çocuklarının sağlığı hakkında daha fazla endişe duyabilirler. Bu duygusal bağ, onların kızamık gibi bir hastalıktan korunma konusunda daha dikkatli olmalarını sağlayabilir. Ancak, bazı durumlarda, anneler de ailelerinde yaygın olan yanlış bilgilerden etkilenerek aşı karşıtı hareketlere katılabiliyor.

Erkekler, genellikle daha pratik bir yaklaşım sergileyebilirler. Çoğu erkek, hastalıkların önlenmesi konusunda çözüm odaklıdır ve bu yüzden aşıları savunabilir. Fakat, erkeklerin aşı konusundaki tutumu, sağlık konusunda daha az duygusal yaklaşmaları nedeniyle daha çok pratik ve sonuç odaklı olabilir. Sonuç olarak, toplumsal cinsiyetin de aşılanma kararlarını etkileyen bir faktör olduğu söylenebilir.

Kızamık ve Bulaşma Yolları: Dikkat Edilmesi Gerekenler

Aşı, kızamık korunmasında en etkili yöntem olsa da, hastalık hala bulaşıcıdır ve bazı durumlarda aşı olmayan kişileri etkileyebilir. Kızamık, havayla bulaşan bir hastalıktır; bu nedenle virüs, hasta bir kişinin öksürmesi veya hapşırmasıyla hızla yayılabilir. Bu yüzden, özellikle kalabalık ortamlarda, okulda veya hastanede bulunan kişiler için ekstra dikkat gereklidir.

Ayrıca, aşı olunsa bile, kızamık bir kişi için ciddi bir sağlık sorunu oluşturabilir. Yüksek ateş, döküntüler ve baş ağrısı gibi belirtilerle başlayıp, daha ağır komplikasyonlara yol açabilir. Bu nedenle, aşı olmak sadece kişinin kendi sağlığını korumakla kalmaz, aynı zamanda toplum sağlığını da korur. "Sürü bağışıklığı" adı verilen kavram, aşı oranı yüksek olan toplumlarda hastalıkların yayılmasını engeller ve bu da aşı olamayan ya da bağışıklığı zayıf olan kişiler için önemli bir koruma sağlar.

Gerçek Dünyadan Bir Örnek: Kızamık Salgını ve Aşılamanın Rolü

2019 yılında, ABD'nin Washington eyaletinde, aşılanma oranlarının düşük olduğu bölgelerde büyük bir kızamık salgını patlak verdi. Salgın, 70'ten fazla kişiyi etkiledi ve çoğu hastanın aşılanmamış olduğu tespit edildi. Bu durum, kızamığın tekrar nasıl tehlikeli bir hastalık haline gelebileceğini gösterdi. Salgının ardından, yerel sağlık kurumları ve topluluk liderleri, aşıların önemini vurgulayan geniş çaplı kampanyalar başlattı ve aşılanma oranlarını artırmaya yönelik adımlar attılar. Sonuç olarak, 2020 yılı itibarıyla bölgede aşı oranları %95'e çıkarıldı ve kızamık vakaları büyük ölçüde azaldı.

Soru: Aşı ve Toplum Sağlığı

Kızamık gibi hastalıkların yeniden yayılmasını engellemek için toplumsal olarak daha fazla ne yapabiliriz? Aşı karşıtlığını aşmanın yolları nelerdir? Sizce aşı konusunda toplumun bakış açısını değiştirebilmek için hangi stratejiler en etkili olabilir?

Sonuç: Kızamık ve Korunma Yolları

Kızamık, aşı ile önlenebilir bir hastalık olmasına rağmen, hala bazı topluluklarda ciddi bir sağlık sorunu oluşturmaktadır. Aşı, bu hastalığın en etkili korunma yoludur ve toplumun her bireyinin aşılanması, sadece kendi sağlığını korumakla kalmaz, aynı zamanda toplum sağlığını da güvence altına alır. Aşı karşıtlığının önlenmesi ve doğru bilgilendirme, kızamık gibi hastalıkların tekrar yayılmasının önüne geçmek için kritik bir adımdır.